4 Kasım 2010 Perşembe

Sonbahara Övgü ya da NGBB Güncesi-3


Sonbahar içine çekilesi bir mevsimdir. 

Hakkında düşünülmeli ve konuşulmalıdır fikrimce.









Sordum, sormadım değil, bu yaşıma kadar; neyi simgeler sonbahar diye. Hep "bitiş" olarak belirdi, nasıl derler, "kamuoyu" nun cevabı. Bence bir "bitiş" olmayabilir sonbaharda yaşanan. Değişik bir görünüşün sergilenmesi, farklı bir şeyin başlangıcı...
Kim bilir? Bana göre, ben bilirim.







Bahçe usulca yaşar sonbaharı. Alabildiğince sergiler güzelliğini ağaç. Bu güzellikleri bir araya toplayan güzel insanlar vardır Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesinde. Ve bu güzellikleri kucaklayabilen insanlar.








Minik fidan endişeli değildir yapraklarının sararmasından. Bu durum kendisinin başkalaşacağı, gelişeceği yeni zamanların habercisidir. Kabullenir durumu; dingin ve telaşsızdır. 

Bu döngü hep böyle gerçekleşmiştir. Yaşamın akışına bırakır kendini. Sadece olmakta olanı yaşar.




Duvar sarmaşığı sonbaharlık elbisesini çoktan giymiştir. Bu duruşu bende o duvarı ve o sarmaşığı kucaklama hissi oluşturur. Hep çok sevmişimdir duvar ve sarmaşık birlikteliğini.












 Dökülen onca yaprağa toprak kalbini açar. Der ki, "sen, bensin aslında, bir süre sonra herkes bunu görecek".









Yavru kedi ilk kez tanışmaktadır sonbaharla, evet, ama o bile bilmektedir bir şeyin bitmediğini; başka bir şeyin başlamakta olduğunu.








Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nde bir toprak parçası sökülür, ayrık otlarından temizlenir, bellenir ve tırmıklanır. Yeniden, yeni bitkileri kucaklamaya kazırdır toprak. Bağrında kurumuş yapraklar. O kurumuş yapraklar ki, can olacaktır yeni bir canlıya.









Genç ellerin hazırladığı sukulentler, toprakla buluşmaya hazırdırlar.











Köylü kadın turşuyu kurmuş, salçayı yapmıştır.













Mantarı toplamış,











Bahçeyi kaldırmıştır. Köylü kadın sonbaharın bir bitiş değil, yani bir zamanın başlangıcı olduğunu bilir. O, bahçesi ile, sebzesi ile aynı akış içerisindedir.







Ben sonbaharı hep severim. 
Her sonbaharda, onun hakkında bir yerlere bir şey yazarım. Canım birilerine bir şeyler söylemek ister. Ben her sonbaharda, hayatın ritminin ne harkulade olduğunu hissederim. Aslında övmek istediğim bu ritm ve bu ritmi tüm varlığında yaşayanlardır.